14 Nisan 2008 Pazartesi

Fazla Söze Gerek Yok!! O biiiirrr GOOGLE…


Arkadaşlar aramızda Google’ı ziyaret etmeyen var mı? Yok mu? Evet, bu cevabı duyabiliyorum çünkü Google herkes için vazgeçilmez bir arama motoru servisi haline geldi. Hepimiz günde en az bir ya da iki kere Google’ı ziyaret edip ordan sayısız bilgilere ulaşmaya çalışıyoruz. Peki acaba hiç şöyle dediniz mi dünyada en çok kullanılan bu arama motorunu sizde kullanırken ? Yahu ben bu Google’ı kullanıyorum ama acaba bu nasıl kuruldu kim kurdu ya da kimler tarafından kuruldu ve acaba ismi neden Google kimin aklına gelmiş Google demek diye ? Evet mi? O zaman sıkı durun çünkü sizleri çok ilginç bir hikâye bekliyor…

Evvel zaman içinde Larry Page ve Sergey Brin adında iki üniversite öğrencisi varmış. Bu iki üniversite öğrencisi hiç mi hiç anlaşamazlarmış. Hep fikir ayrılığına düşerler ve münakaşa ederlermiş fakat bir gün nasıl olduysa bu iki genç bir noktada birleşmiş ve ortaya harika bir fikir atmışlar. Bu fikrin sonucunda BackRub (sırtı ovmak) adında bir arama motoru ortaya çıkmış. Bu arama motorunun en önemli özelliği, arama botlarının girilen bir web sitesinin arka plandaki linklerini bulup, analiz edebilmesiymiş. Ayrıca bunun hızlı ve sade olması gerektiğini de düşünmüşler. 1998 yılında Larry ve Sergey motorlarını daha da geliştirdikten sonra, arama motorlarının hafızaya aldığı verileri depolayacak yeterli miktarda sabit disk almak istiyorlarmış. Fakat ne yazık ki yeterli paraları yokmuş. Haliyle bu bizim iki kafadar da, çok ucuza buldukları tam 1 terabyte'lık (1000GB) diskleri kredi kartlarıyla satın almışlar. Artık kabuğuna sığmayan bu iki arkadaş, önce Yahoo'nun kurucusu ve sahibi David Filo'ya danışmışlar. Fakat sadece danışmakla kalmışlar çünkü Filo, bu iki gencin ileride başına dert olabileceğini hiç mi hiç hesaba katmamış. Yahoo ile görüşmelerinde umduklarını bulamayan iki maceperest bu kez rotalarını Sun Mycrosystems firmasının kurucusu olan Andy Bechtolshelm’e çevirmişler. Bu görüşmede Google tasarımcıları Bechtolshelm’in hem övgülerini, hem de 100.000$’lık çekini almışlar. Fakat kader bu ya Larry ve Sergey, bir firma sahibi olamadıkları için bu yaklaşık 100.000$ ‘lık çeki hesaplarına aktaramamışlar. Tüm olup bitenlerin üzerine Larry Page ve Sergey Brin, “BackRub” Türkçe’de sırtı ovmak manasına gelen ilk şirketlerini kurmuşlar. Bu iki dahimizin matematiğe karşı aşırı ilgilerinden olacak, matematikte sonsuz sayıyı temsil eden, Milton Sirrota tarafından, Kasnel ve James Newman’ın yayınlamış oldukları "Matematik ve Hayal Gücü" adlı kitapla ünlenen googol kelimesinin üzerinde oynamaları sonucu site için google adını uygun bulmuşlar. Logo renklerinin ilginç anlamı da parasızlıktan Legolarla yaptıkları bilgisayar kasasında saklıymış.

Ve beklenen gün gelmiş Eylül 1998 ‘de, Google Inc adı altında bu şirketi kurmuşlar… Bundan sonrada güzel günler artık kapıdaymış. Daha bir yaşını doldurmadan Google, Time dergisinin en iyi 10 teknoloji şirketi arasında kendine yer bulmuş. 2000 yılının ortalarında ise Google İngilizce dışında 10 dilde daha arama yapma imkanı verecek şekilde geliştirilmiş. Bu yılın sonlarında program “ en iyi internet buluşu” ödülüne değer görülmüş ve Google’ın tarama yaptığı site sayısı 1,3 milyara ulaşmış.

Ne dersiniz ilginç bir hikaye değil mi? Stanford Üniversitesi bilgisayar bölümü öğrencileri ve Google.com’un kurucuları olan iki girişimci ruhun birbirleri ile farklı fikirlere sahip olmaları ortaya bugün kullandığımız gelişmiş arama motorunun ortaya çıkmasını sağladı.Peki bugün internet kullanıcıları arama motoru olarak niçin en çok Google’ı tercih ediyor? Cevap oldukça basit, çünkü tasarımı oldukça sade ve kullanımı da bir o kadar kolay. En doğru bilgilere en hızlı şekilde ulaşabiliyoruz. Tabi bütün bunlar için sadece algoritmalar yeterli olmuyor. Çünkü kendi kendine öğrenen ve kendini geliştiren bir algoritmanın gerekliliğine inanıyorlar e haliyle sürekli olarak da arama motorunu güncelliyorlar. Internette müşteri sadakatinin de düşük olmasından ötürü sürekli gelişim ve yeniliğin şart olduğunu düşünüyorlar. Google şu anda kazancının büyük bölümünü arama sonuçlarında ki reklamlar ve adwords hizmetinden elde ediyor. Dikkat çekici, bilgilendirici, eğlenceli, kişinin kendiyle ilgili reklamların internet ortamında sunulması diğer reklam mecralarına göre daha kolay ve sonuçları daha etkili olduğu için internette reklam trendinde hızlı bir artış bulunuyor. Google, şu an dünya çapında kimi zamanlarda saniyede 2 bin arama sayısına ulaşmış durumda. Aramaların yarısı ABD'den gerçekleşirken, aramada 100'e yakın ayrı dil kullanılabilmekte. 4 milyardan fazla internet belge sayfası yarım saniyede taranabilmekte.

Ayrıca, günümüzde kullanıcıların bilgi çağını yönettikleri düşünülürse Google'ın müşterilere verdiği önemin sebebi de anlaşılmaktadır. İnternette 10 yıl önce 70 milyon kullanıcı varken bugün bu sayı 1.2 milyara ulaşmış durumda. Öte yandan Google için kullanıcı tabanlı içerik çok önemli. Bu sebepten dolayı bloglar ve forumlar arama sonuçlarında üstte yer alıyor.

24 yaşlarında olan Sergey Brin ve Larry Page ‘in küçük bir garajda Google devini oluşturma serüvenini işte böyle. Demek ki neymiş, bir insanı başarılı kılan yapmak istedikleri işin peşinden koşacak özgür bir alana sahip olmak ve girişimcilik ruhunu yakalamakmış…